çocuk

Bu pudralarla ilgili en büyük kaygı, doğası gereği toz halinde olması. Dolayısıyla da içindeki kimyasalların solunum yoluyla kolayca vücuda girip akciğerleri tahriş edebilmesi... Ürün daha çok bebeklerde kullanıldığı için bu kaygı daha da güçlü. Böyle bir toz yoğun olarak solunduğunda astımdakine benzer belirtilere veya aspirasyon zatürresine (ciğerlere yabancı madde girmesinden kaynaklanan kimyasal zatürre) neden olabilir. Parfümse pek çok üründe olduğu gibi, bu üründe de gereksiz bir irritan.

Healthy Child Healthy World blogundan, bebeğinizin cildini korumak için 5 öneri...

Evvelki gün gazetelerde okumuşsunuzdur: "Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Tüketicinin Korunması ve Piyasa Gözetimi Genel Müdürlüğü, 2011 yılında yapılan denetimlerde sağlığa zararlı kimyasal madde miktarının limitlerin üzerinde olduğunu belirlediği 22 firmanın sattığı okul çantası, ayakkabı ve kalem gibi ürünleri internet sitesinde yayınladı." Neydi o zararlı kimyasal madde?

Şu yeni çamaşır deterjanı tabletlerini biliyorsunuz. Ufak plastik görünümlü poşetlerin içinde renk renk jeller barındıranlar hani. Makinenin içine olduğu gibi koyulan, yıkama sırasında dış kısmı kendiliğinden eriyip yok olan yumuşak tabletler... Bu deterjanların kutusunun üzerine veya reklamlarına bir göz atarsanız, şuna benzer bir uyarı göreceksiniz: Bütün ev temizlik ürünlerinde olduğu gibi çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklayınız. Peki ilk bakışta rengârenk şekerler veya diş kaşıma oyuncakları gibi görünen bu tabletlerin çocuklar için yarattığı tehlike gerçekten "bütün ev temizlik ürünleri"ninkiyle eşit mi?

The Story of Stuff projesini bilenleriniz vardır. Annie Leonard, Free Range Stüdyoları'yla beraber 2007 yılından beri "şeyleri" nasıl ürettiğimizi, kullandığımızı ve attığımızı anlatan filmler hazırlıyor. The Story of Cosmetics ise kozmetik ürünlerle ilgili...

2012 yazının büyük haberi: Johnson & Johnson, bundan yaklaşık bir yıl önce, 2013 yılına kadar bebek ürünlerindeki karsinojen (kanserojen) maddeleri kaldırmaya karar vermişti. Bir hayli gecikmiş olan bu karar, ne yazık ki şirketin yetişkinlere yönelik ürünlerini kapsamıyordu. Artık kapsıyor...

Alevlenmeyi geciktiren kimyasalların zehirli olduğu söylesek herhalde şaşırmazsınız. Yine de üreticiler flame retardant diye bilinen bu maddeleri çocuk araba koltuklarında, çocuk giysilerinde, bebek şiltelerinde, hatta yiyeceklerde kullanmaya devam ediyorlar. Ancak yeni bir araştırma, bu kimyasalların yarardan çok zarar getirdiğini gösteriyor...

İlk bebeğimizin gaz sancılarına ve uykusuzluğuna umutsuzca çare ararken -ve her kafadan bir ses çıkarken- elbette papatya çayının da adı geçmişti. Çocuk doktorumuzun bu konudaki tavrıysa kesindi: "Bitki çaylarının bebek beslenmesinde yeri yoktur." ntvmsnbc'nin haberi bu katı cümleye açıklık getiriyor...

Apar topar uygulamaya konan pek çok projede olduğu gibi, "Okul Sütü" projesinde de iyi niyetten çok bit yeniği arıyorduk ne yazık ki. Şimdiye kadar bu projeyle ilgili olarak dile getirilen kaygılardan bazıları şöyleydi...

National Wildlife Federation'ın yeni raporu, bir deterjan markamızın sloganını destekliyor: Çocuklar için kirlenmek kötü değil, aksine sağlıklı... Giderek daha mikrop takıntılı bir toplumda yaşıyoruz. Öyle ki, mikroplardan korunacağız diye kendimizi antibakteriyel ürünler gibi, mikroplardan belki de daha zararlı kimyasal maddelere maruz bırakıyoruz. Hijyen kuramına dayanan raporda, kir ve mikropların esasında hastalıklara karşı direnci artırabileceğine dikkat çekiliyor. Bu kurama göre, parazit, bakteri ve virüslerle teması kısıtlı olan aşırı titiz çocuklar, alerji, astım ve diğer otoimmün hastalıklara karşı daha savunmasız oluyor. Dahası, açık havada oynamayan, doğayı tanımayan çocukların duygusal ve fiziksel gelişimi de sekteye uğruyor. Raporda, çocukları taşla-toprakla buluşturmak için önerilen faaliyetlerden bazıları şöyle...