bulaşık

Tencere-tava temizliğiyle ilgili yazılardan sonra (burada ve burada) "Peki çaydan, kahveden kararan fincanlarla kaşıkları ne yapacağız? Tek çaremiz çamaşır suyu mu?" şeklinde birkaç soru geldi. Tabii ki tek çaremiz çamaşır suyu değil. Hatta bu durumda çamaşır suyu en son çare bile değil. Elimizin altında karbonat dururken... Okuyucumuz Tuğba da benim bu sorulara cevaben önerdiğim yöntemin ta kendisini tavsiye etmiş...

Sahil şeridinde oturanlar soluğu hemen balıkçıların yanında alsın! Okuyucumuz Gülşen Dede Şimşek, sentetik bulaşık süngerlerinin yerine kullanılabilecek bir lif yapmış. Balık ağlarından! Şimdi "Balık ağları da sentetik iplikten yapılıyor," diyebilirsiniz. Doğrudur. Zaten burada amaç daha ziyade az tüketim/çok yeniden kullanım. Gülşen'le geçen yıl Antalya'da tanışmıştık. Tanıdık yüzlerin Zehirsiz Ev'e katkıda bulunduğunu görmek ne güzel!

Geçtiğimiz haftalarda dibi tutmuş tavaları, tencereleri temizlemek için hem ağır kimyasallar kullanmanızı gerektirmeyen, hem de bileğinizi yormayacak bir yöntem paylaşmıştım. Bu yöntem bir hayli tutuldu ve peşinden gelen sohbetlerde sürekli gündeme gelen bir diğer temizlik maddesi oldu: Kül suyu.

Evimizde kullandığımız çeşit çeşit fırça var. Diş fırçası, mutfak fırçası, düşünmek istesek de istemesek de tuvalet fırçası... Bu fırçalar genellikle nemli kalan, dolayısıyla da yosun, küf ve bakteri oluşumu için biçilmiş kaftan fırçalar. Temizlenmeleri epey güç, ama gereksiz çöp üretmemek konusunda da hassasız. Fırçalar henüz faydalı ömürlerini tamamlamamışsa ne yapacağız?

Bir toplantı sonrası bir grup arkadaş sohbet ediyorduk. Gerçek Temizlik ekibimizden Aybike bana dedi ki, "Ben geçenlerde bir fırın tepsisinin dibini öyle kötü yaktım ki, temizlemeye uğraşmaktansa atayım daha iyi diye düşündüm. Sonra senin söylediğin bir şey aklıma geldi!" Adımız temizlikçiye çıktı bir kere. Şimdi ben böyle anlatınca siz zannediyorsunuz ki, biz inanılmaz derecede titiz ve hamarat insanlarız ve bir araya geldiğimizde yalnız ekolojik temizlik sohbeti yapıyoruz...

Okuyucumuz Deniz Can, yine okuyucumuz Demet Özdoğan'ın gönderdiği, şimdiye kadarki en başarılı bulaşık makinesi deterjanı tarifimizi denemiş ve kimileriniz gibi, çok iyi sonuç alamamış. Bunun üzerine bulunduğu bölgede suyun çok kireçli olduğunu düşünerek, bu tarifi sadece limon tuzu kullanan okuyucumuz Erdem Tekşen'in tarifiyle harmanlamış. 60 derecede yıkadıktan sonra elde ettiği sonuç, tablet deterjanla yıkanmış gibi temiz ve parlak bulaşıklar olmuş...

Zehirsiz Ev’i yakından takip edenler bilir: En zorlandığımız tariflerden biri, bulaşık makinesi deterjanıdır. Suyun hayli kireçli olduğu bizim bölgede kullanılabilecek tatminkâr bir formül bulduk demek dahi doğru olmaz aslında. En yaklaştığımız formül budur. Bu nedenle, bize gelen her bulaşık makinesi deterjanı tarifini heyecanla deneriz. Okuyucumuz Erdem Tekşen'den gelen son tarif, beklenmedik derecede basitti...

Okuyucularımızdan Orkun Yücel, bulaşık makinelerindeki nahoş kokuları gidermek için satılan limon kokulu şu plastik nesnelere bir alternatif sundu. Gerçeği varken plastiğini kullanmak niye?

Geçen hafta, daha önceki pek çok başarısız bulaşık makinesi deterjanı denememizden sonra, ilk denemede mükemmel sonuç veren bir tarif paylaştık sizinle. Bu tarifi sürekli kullanmaya başladığımızdaysa bulaşıkların birkaç yıkamadan sonra ilk seferki kadar berrak çıkmadığını gözlemledik. Bu yazıda hem ekolojik deterjan kullananlar için, hem de sıradan deterjanlardan kullananlar için basit ama önemli bir öneri var...

Daha önceki bulaşık makinesi "deterjanı" yapma girişimlerimizden tatminkâr sonuçlar alamamıştık, belki hatırlarsınız. Bu denemelerin verdiği hayal kırıklığıyla, epeydir de yeni bir deneme yapmamıştık. Karşımıza sık sık sitrik asitli bir formül çıkıyordu, ama denemek için okuyucularımızdan Demet Özdoğan'ın bu tarifi göndermesini bekliyormuşuz herhalde...