alışveriş

Eşyalara ikinci, hatta üçüncü, dördüncü bir hayat verme meselesine gönülden inanıyorum, biliyorsunuz. Benim için kullanım değerini kaybetmiş bir eşyanın, henüz faydalı ömrü bitmeden çöpü boylaması fena halde yanlış geliyor. Eşe dosta verdiklerimizin, takas ettiklerimizin yanı sıra bir de bağışlayıp bir daha görmediklerimiz var. "İhtiyaç sahipleri"ne gönderdiklerimiz. Güney Afrika'da, bu tür bağışların alıcılarına alışveriş deneyimi yaşatabilmek ve seçim yapmalarını sağlayabilmek için bir uygulama başlatılmış...

Herhalde en minimalistimiz bile kendisine bir şeyler hediye edilmesinden hoşlanır. Özellikle de düşünce ve/veya emek içeriyorsa... Yılbaşı alışverişi çılgınlığı sanırım bitmiştir artık. Yine de paylaşalım...

Geçen yıl Hiçbir Şey Satın Almama Günü'nden söz etmiştim. İnsanların kendilerini tutup hiçbir şey satın almadıkları, gereksiz alışverişten kaçındıkları, bir şeye ihtiyaçları olduğunda satın alma refleksini harekete geçirmek yerine neler yapabileceklerini düşündükleri böyle bir gün var. Bu yazıda da, ihtiyaçlarımızı satın almadan karşılayabileceğimiz kaynaklar var...

Daha zehirsiz bir yaşamın ilk koşulunun tüketimi azaltmak olduğunu her fırsatta hatırlatıyoruz. Tüketmeden ihtiyaçları karşılamanın veya yenilenmenin de çeşitli yolları var. Takas, bunlardan biri. Bu haftasonu İstanbullular yaşadı! Çünkü bir değil, tam iki tane kıyafet takası var.

Pestisitleri, suni gübreleri, GDO'ları açıklamak için, dünya kaynaklarının nüfusu beslemeye yetmediği öne sürülüyor. Gelin görün ki, dünya çapında üretilen tüm gıdanın yaklaşık %40'ı çöpe gidiyor! Avusturya'da bu konuya dikkat çekmek için hazırlanan çılgın mı çılgın bir reality show bile var...

"Meksika ve Çin'deki nehirlerin rengine bakarak gelecek sezonun modasına yön verecek trendleri görebilirsiniz." Gerek tekstil üretimi sırasında gerekse giysiler yıkandıkça yavaş yavaş doğaya salınan kimyasallar, suları kirletiyor, canlıları zehirliyor, hormonal bozukluklara, üreme bozukluklarına ve kansere yol açıyor. Greenpeace, şimdi de dünyanın en büyük kot üreticisi Levi's'ı detokslamak için 501.000 neden arıyor...

Greenpeace UK blogunun gardırobumuza daha az toksin sokmakla ilgili önerilerine devam ediyoruz. Yazının birinci bölümü burada...

Lucy Siegle'ın son kitabı To Die For'a göre, bugün "gelişmiş" ülkelerde insanlar 1980'de satın aldıklarının dört katı giysi satın alıyorlar. Bu da her yıl kişi başı 28 kg. yeni giysi demek. Yine de sabahları, dolup dolup taşan gardıroplarımızın karşısına geçip, tekrar tekrar giydiğimiz %10'luk bölümden bir kıyafet düzüyoruz. "İnsanlar zamanlarının %80'inde dolaplarındaki giysilerin %20'sini giyerler" gibi bir formül de var. Bence yanlış değil. Eğer gerçekten alışveriş yapmanız gerekiyorsa, işte Greenpeace UK blogundan gardırobunuza daha az toksin sokmanın bazı yolları...

Greenpeace, Detoks kampanyasıyla, tekstil üretiminde kullanılan ve giysiler yıkandıkça yavaş yavaş doğaya salınıp suları kirleten, canlıları zehirleyen, hormonal bozukluklara, üreme bozukluklarına ve kansere yol açan kimyasal maddelerin belli bir takvim doğrultusunda ortadan kaldırılmasını amaçlıyor. Bu çağrıya cevap veren en son marka Zara...

Hiçbir şey satın almadan bir günü geçirebilir misiniz? Önceki veya sonraki gün çılgınca alışveriş yaparak kurtlarınızı dökmemek şartıyla tabii... 1992 yılında Kanadalı grafik sanatçısı Ted Dave'in tasarladığı tüketim karşıtı posterlerle başladığı öne sürülen ve Adbusters dergisinin desteğiyle uluslararası bir etkinlik haline gelen Buy Nothing Day (Hiçbir Şey Satın Almama Günü) geldi çattı. Hiçbir Şey Satın Almama Günü'nün bugünlerde "kutlanması"nın önemli de bir nedeni var...