Zehirsiz Ev’de felaket tellallığı yapmaktan hoşlanmıyoruz, biliyorsunuz. Gündelik hayatımızdaki zehirli maddelerden arınırken “balatayı sıyırmamaya” özen gösteriyoruz. Şiarımız, “takıntı yapmadan, paniğe kapılmadan.”
Ama bazı maddeler var ki, “Benden uzak dur!” diye adeta bağırıyor.
Formaldehit, bu maddelerden biri. Biyoloji laboratuvarlarında bulunmuş olanlar, organik dokuların, organ parçalarının saklandığı bu keskin kokulu, sarımsı sıvıya aşinadır. Buharı solunduğunda burun mukozasını tahriş eder. Öyle zehirlidir ki, sadece cilt temasıyla bile kana karışabilir. Uzun süre maruz kalındığında egzema ve alerjik tepkilere yol açabilir. Ayrıca kanserojen olduğu kanıtlanmıştır. En çok da lösemiye yol açar.
Formaldehitin yakın zamana kadar dünyanın en çok satan çocuk şampuanlarından birinde bulunduğunu biliyor muydunuz?
Geçen gün “gömülü enerji” kavramından bahsetmiştik. Acaba daha basit, gündelik eşyalar için de gömülü enerji hesaplaması yapamaz mıyız? Örneğin, sıfır enerjili bir cep telefonu üretilebilir mi? Ya da bir mobilya?
Bu soruların çoğuna “evet” yanıtı verilebilir, ancak önce sizi iki kavramla daha tanıştırmak istiyorum: Yukarı dönüşüm ve beşikten beşiğe tasarım…
Kabak, kereviz, enginar ayıkladınız ve deriniz renk değiştirdi! Okuyucumuz Mualla Görkey, bu sorun için çok basit ve doğal bir çözüm önerdi.
“Gömülü enerji” kavramı size bir şey ifade etmiyorsa, yalnız değilsiniz. Google’da yapılan bir arama sadece 441 sonuç çıkartıyor. Ancak sürdürülebilirlik kavramı ülkemizde yaygınlaştıkça, gömülü enerji de daha sık duyduğumuz bir kavram haline gelecek.
Gömülü enerjiyi, bir maddeden birim miktar üretmek için kullanılan enerji olarak tanımlayabiliriz. Örneğin…
Haftasonu turnedeydik. Daha önce İstanbul‘da ve Çanakkale‘de yaptığımız EkoKadın eğitimini bu defa erkekleri de içerecek şekilde düzenleyip, Adana ve Mersin’e bölerek tekrarladık. Yani bu sefer hem EkoAdamlar da vardı, hem de şehirlerarası misafircilik oynadık…
Buğday Derneği‘nin Gerçek Temizlik etkinliklerinde beraber çalıştığım pek çok sevgili Gizem Hasırcıoğlu benimle Yeşil Gazete için bir röportaj yaptı…
Şimdiye kadar kullandığımız ev yapımı diş macunu formülünü, bu defa kalsiyum karbonatla değil, kille hazırladık…
Göbeklitepe’nin tonlarca ağırlıktaki sütunları, Mısır piramitleri ve Stonehenge… Binlerce yıl önce insanlar bu kadar büyük anıtları nasıl inşa etmiş diye merak ettiğiniz oldu mu? Benim oldu. Ve genellikle hayalimde şöyle görüntüler canlandı: Kırbaç zoruyla iplere asılan, oflayan ve inleyen köleler; büyük taşların altında kolu bacağı ezilen insanlar; pis ve kaotik bir şantiye ortamı…
Malum, son haftalarda Türkiye’de müthiş bir Influenza salgını yaşanıyor. Bildiğiniz grip. Yatağa düşürüp bir hafta çıkarmayan, hatta hastanelik eden cinsten. Nedeni, bir virüs. Bunun için doktorlar bas bas bağırıyorlar: “Antibiyotik kullanmayın. Antibiyotikler sadece bakterilere karşı etkili,” diye.
Zehirsiz Ev okuyucuları “Bakterilerimizi sevelim, onlara iyi davranalım” anafikirli yazılarımızı bilir… Ne yazık ki, bakterileri sürekli yok yere öldürmeye çalıştığımız için, artık antibiyotikler bakteriler üzerinde de işe yaramıyor!
2013’ün son yazısında almadan vermekten söz etmiştim. 2014’ün ilk yazısıysa bir başka türlü almayıp vermekle ilgili…
Son on yıldır internetten indirilebilir korsan müziğin yükselişi ve iTunes ve Spotify gibi mecralara geçiş yüzünden plak şirketleri ve müzik dükkânları birbiri ardına batıyor.
Kadim heavy metal grubu Iron Maiden, korsan meselesine farklı şekilde yaklaşarak durumu lehine çevirmiş…
Son Yorumlar