“Dünya insanlara ait değildir. İnsanlar dünyaya aittir. Bütün herşey, aileyi birbirine bağlayan kan bağı gibi birbirine bağlıdır. Dünyanın başına gelen ne varsa, dünyanın evlatlarının da başına gelir.”
Vandana Shiva, İNADINA CANLI (Sinek Sekiz Yayınevi)
Doğada birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için varız. Trophic cascade denen bir olgu var: Belli bir bölgede besin zincirinin en üst halkasında meydana gelen bir değişiklik sonucu, tüm besin zinciri, hatta bölgedeki flora ve coğrafi oluşumlar bile değişime uğrayabiliyor…
George Monbiot, aşağıdaki videolarda, 70 yıl aradan sonra 1995’te ABD’deki Yellowstone Milli Parkı’na geri getirilen kurtların yarattığı domino etkisinden ve nihayetinde derelerin akışının bile değiştiğinden söz ediyor. İki videonun metni aynı; birinde TED konuşmasının kendisi, diğerinde aynı konuşmanın görüntülerle desteklenmiş hali var…
Kurtların bazı hayvanları avladığını biliyoruz, ama çoğumuzun bilmediği, pek çok başka hayvan türüne yaşam fırsatı tanıdıkları.
Kurtlar ortadan kalkınca sayıları kontrolsüzce artan geyikler, parktaki bitki örtüsüne ciddi zarar veriyorlar. Kurtlar geldikten sonraysa kolayca av olabilecekleri vadilere ve geçitlere girmemeye başlıyorlar. Böylece o bölgelerdeki bitki örtüsü hızla büyüyor. Parkın bazı kısımlarında ağaçların boyları altı yıl içinde dört kat artıyor. Çorak vadiler kısa sürede fidanlarla kaplanıyor.
Derken, kuşlar bölgeye geri dönüyor. Hem ötücü hem de göçmen kuşların sayısı hızla artıyor. Artan ağaç sayısı aynı zamanda kunduz nüfusunu da geri getiriyor. Bunlar da ekosistemde başka değişiklikler yaratıyor. Nehirler üzerine kurdukları küçük barajlar sayesinde bölgeye su samurları, misk fareleri, ördekler, sürüngenler, balıklar ve yüzergezer (amfibik) canlılar geliyor.
Kurtlar parktaki çakalları da avladıkları için fare ve tavşan nüfusu artıyor. Buna bağlı olarak şahin, sansar, porsuk ve tilki sayısı da artıyor.
Kurtların geride bıraktıkları leşlerle beslenen leş kargaları ve kel kartallar parka uğramaya başlıyor. Aynı leşler, ayıları da besliyor. Tabii parktaki böğürtlen ve yabani yemişlerdeki artış da ayıların sayısının artmasına yardımcı oluyor. Ayılar, geyik yavrularının bazılarını avlayarak kurtların başlattığı dönüşümü destekliyor.
Ama belki de en ilginci, kurtların dere yataklarını bile etkilemesi. Dereler fazla kıvrılmadan akmaya başlıyor. Dere yatakları daralıyor ama buna karşılık daha fazla gölet oluşuyor. Erozyon, hissedilir biçimde azalıyor.
Derelerdeki bu değişim, artan bitki örtüsünün eseri. Daha fazla kök, daha az erozyon anlamına geliyor. Bu da akarsu kıyılarının sağlamlaşmasına, dere kenarlarındaki çöküntülerin azalmasına neden oluyor.
Özetle kurtlar, sayıları çok az olsa da, sadece Yellowstone’daki biyolojik çeşitliliği güçlendirmiyorlar, aynı zamanda parkın coğrafyasını da daha sağlıklı hale getiriyorlar.