Daha önce Greenpeace’in Detox kampanyasından burada, burada ve burada söz etmiştik.
Foto: Lu Guang, Greenpeace
Xintang’daki bir denim fabrikasında, taşlanmış kot üretimi için kanalizasyonda taş arayan işçi
Lucy Siegle’ın son kitabı To Die For‘a göre, bugün “gelişmiş” ülkelerde insanlar 1980’de satın aldıklarının dört katı giysi satın alıyorlar. Bu da her yıl kişi başı 28 kg. yeni giysi demek. Yine de sabahları, dolup dolup taşan gardıroplarımızın karşısına geçip, tekrar tekrar giydiğimiz %10’luk bölümden bir kıyafet düzüyoruz.
“İnsanlar zamanlarının %80’inde dolaplarındaki giysilerin %20’sini giyerler” gibi bir formül de var. Bence yanlış değil.
Bu durum size de anlamsız geliyorsa, bir daha alışveriş yapma hevesine kapıldığınızda kendi kendinize “Yeni bir şey almaya gerçekten ihtiyacım var mı?” diye sormakta ve buna dürüst bir cevap vermekte fayda var. Eğer yanıt “Evet”se, işte Greenpeace UK blogundan gardırobunuza daha az toksin sokmanın bazı yolları:
1) İkinci el alın
Vintage dükkânları, gittigidiyor gibi internet siteleri birbirinden ilginç ürünlerle dolu.
2) Klasiklerden şaşmayın
Giyim eşyalarının ekolojik olabilmesi için defalarca giyilmesi şart. Onun için en son moda giyinmek yerine klasikleri veya gerçekten sevdiğiniz tarz giysileri seçin. Gözünüze biraz “modası geçmiş” görünüyorlarsa ve hâlâ iyi durumdalarsa bir kenara kaldırın. Ne de olsa 15-20 seneye yeniden moda olacaklar.
3) Yeşil satın alın
Geri dönüştürülmüş malzemelerden, doğa dostu kumaşlardan ve doğal boyalardan üretim yapan markaları tercih edin.
4) Kaliteyi ön plana alın
Uzun süre dayanacak şekilde yapılmış giysileri seçin. Satın almadan önce dikişleri, fermuarları, düğmeleri kontrol edin. Ayakkabıların tabanlarına mutlaka bakın. Biraz fazla ödeyerek daha kaliteli ürünler almak, uzun vadede hem daha az alışveriş yapmanızı hem de daha az para harcamanızı sağlayabilir.
5) Tadil edin
Üzerinize artık tam oturmadığı, paçası uzun/kısa olduğu veya fermuarı patlak olduğu için giymediğiniz giysileri toparlayıp üzerlerinde gereken değişiklikleri yapın. Siz yapamıyorsanız terziye götürün. Düğmeleri değiştirerek, elbiseleri eteğe, kot pantolonları şorta çevirerek yepyeni giysiler de elde edebilirsiniz.
6) Organik pamuğu tercih edin
Konvansiyonel pamuk, gübrelerle ve pestisitlerle ayakta tutulan narin bir bitkidir. Water Footprint Network‘e (Su Ayakizi Ağı) göre, 250 gr.lık pamuklu bir bluz için 150 gr. pestisit ve 2.720 litre su kullanılmaktadır. Hiç olmazsa bebek giysilerini veya iç çamaşırı gibi temel bazı giysileri organik almaya başlayın.
7) Etiketleri okuyun
Etiketlerin dilini çözmek kolay değil. Ama Eco Label Index‘i ziyaret ederek belli başlı ekolojik damgaların ne anlama geldiğini öğrenin.
Bu yazının ikinci bölümü de var.
YarınHafta başında onu da çevirip yayınlamak boynumun borcu. Herkese iyi geceler.