Greenpeace’in Detox kampanyasından burada daha önce sıkça söz ettik. Kampanya, gerek tekstil üretimi sırasında gerekse giysiler yıkandıkça yavaş yavaş doğaya salınıp suları kirleten, canlıları zehirleyen, hormonal bozukluklara, üreme bozukluklarına ve kansere yol açan kimyasal maddelerin belli bir takvim doğrultusunda ortadan kaldırılmasını amaçlıyor. Puma, Nike, Adidas, Li-Ning, H&M, C&A, Marks & Spencer ve de en son Zara gibi bazı markalar, Greenpeace’in bu çağrısına uyarak çeşitli hedefler belirlediler.
Foto: dalton-park.co.uk
Şimdi sırada dünyanın en büyük kot üreticisi Levi’s var. Levi’s’ı detokslamak için 501.000 neden aranıyor. Gördüğüm kadarıyla 200.000 çoktan geçilmiş bile. Siz de kampanyaya buradan katılabilirsiniz.
Levi’s’a ait kot pantolon ve tişörtlerden alınan örneklerde de, Levi’s’ın tedarikçisi iki tesisin (Lavamex ve Kaltex) atık borularından alınan su örneklerinde de zararlı kimyasallar tespit edilmiş. Bu kimyasallardan bir tanesi, birçok ülkede kullanımı yasak olan [madde tag=”N” title=”nonil fenol”]. Nonil fenol oldukça kalıcı ve zehirli bir kimyasal türü. Hormonların çalışmasını aksattığı gibi, balıklar kadar insan dokularında da birikebiliyor.
Kampanyanın bence en vurucu cümlesi şu:
Meksika ve Çin’deki nehirlerin rengine bakarak gelecek sezonun modasına yön verecek trendleri görebilirsiniz.
Ne dersiniz? Buna dur demek için 501.000 nedenimiz var mı?
Kaynak:
Greenpeace
Levi’s, bu yazıyı yayınladığımız gün zehirden arınma sözü verdi!
Greenpeace Akdeniz şöyle diyor:
“Levi’s, Çin, Meksika ve Güney Küre’deki her biri birden çok tesise sahip
olan tedarikçilerinden, 2013 yılı Haziran ayının sonuna kadar kirlilik
verilerini açıklamasını isteyecek. Bu durum, tesislerin yakınında
yaşayan insanların, bulundukları çevredeki atıklar hakkında bilgiye
erişebileceği anlamına geliyor. Bilgiye erişim temel bir hak olsa da,
şimdiye kadar göz ardı edilmişti.
Levi’s, kimyasal kullanımı yerine, zararsız alternatiflere yönelmeyi
tercih edecek. Alınan bu kararla Levi’s, zararlı kimyasalları üretim
zincirinden çıkarmak yerine bu kimyasalların yönetilmesini içeren
konumundan kurtulmuş oluyor.
Dahası şirket, tüm endüstriyi zararsız kimyasalların kullanımına
yöneltecek bir adım niteliğinde olan ihtiyatlılık ilkesini de benimsedi.”