Son yıllarda neyi güvenle yiyip neyi yiyemeyeceğimiz konusunda herkesin kafası bir hayli karışık.
Bugünse gündemimiz bebek mamalarındaki, devam sütlerindeki melamin. Yasal olarak katılan melamin…
Melamin, petrol türevi, kanserojen bir madde. Hani şu 1960’larda pek yaygın olan, hafif, kolay kolay kırılmayan tabakların malzemesi.
Foto: inspirasidaily.com
Peki bebek mamalarının içinde ne işi var? Bu mamaların yapıldığı süt tozunun içerdiği protein miktarının cihazlar tarafından okunabilmesini sağlıyormuş.
Çapar Kanat’ın Çiftlik‘teki yazısına göre, Türkiye AB’ye uyum sürecinde EFSA’nın (Avrupa Gıda Güvenliği Örgütü) standartlarını benimsemiş. EFSA ise hem süt tozunda kilogram başına 2 mg. melamin kullanılmasına izin veriyor, hem de gıdaya GDO katılmasını destekliyormuş. İsminde hem gıda hem de güvenlik sözcüklerini barındıran bir kurumdan tedirgin edici bir yaklaşım.
19 Aralık 2012 tarihli, 28502 sayılı Resmi Gazete’deyse ‘’Türk Gıda Kodeksi Bulaşanlar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik’’ yayımlanmış. Bu yönetmelik, aşağıda göreceğiniz gibi, bebek formülleri ve devam formülleri hariç gıdaya katılabilecek azami melamin miktarını artırıyor, bebek mamalarındaki azami melamin miktarınıysa kilogram başına 1 mg. olarak sınırlıyor.
Gıda (1) |
Maksimum limit (mg/kg) |
|
8.1. | Melamin | |
8.1.1. | Gıda (41) (Bebek formülleri ve devam formülleri hariç) |
2,5 |
8.1.2. | Bebek formülleri ve devam formüllerinin toz halde olanları |
1,0 |
Bebek formüllerine melamin katılması şart mıdır? Muhtemelen değildir; sadece endüstrinin işine gelen bir şeydir. Bu iş sadece proteini “okumak” için yapılıyorsa, eminim pek çok anne bebeğine verdiği mamanın içindeki protein miktarını bilmemeye razı olur. Gıda güvenliğiyle ilgili kurumların izin verdiği oran bebekleri korumaya yeter mi? Bilemeyiz. Zaten bu tür konularda uzmanlar bile fikir birliğine varamıyor.
Sanırım bebeğimiz konusunda en çok güvenebileceğimiz kişi kendimizden başkası değil. Evet, kullandığımız ürünlerin içine katılanları öğrenelim; katı yasal düzenlemeler ve denetimler talep edelim. Ama bugün Blogcu Anne’nin de yazdığı gibi, pazarlama stratejilerine kanıp, olmazsa olmazmış gibi sunulan gereksiz ürünleri satın almayalım.
- Bebeklerimize mümkün olduğunca sık ve uzun süre anne sütü vererek, mecbur değilsek bebek formülleriyle hiç tanışmamalarını sağlayalım.
- Yanlarında olamayacağımız zamanlarda mama verdirmek yerine, kendi sütümüzü sağalım.
- Mümkünse devam formülleriyle, sütleriyle de tanıştırmayalım. Hele 1 yaşından sonra… (Evet, o zaman da kutu süt mü, pastörize süt mü, kaynatılmış çiğ süt mü polemiğiyle tanışacaksınız. Herkesin doğrusu farklı.)
- Bu arada, melamin konusunda endişeleniyorsanız, melamin çocuk tabaklarından, bardaklarından da uzak duralım (bunların üretiminde ayrıca [madde tag=”F” title=”formaldehit”] de kullanıldığını belirteyim). Hiç olmazsa içlerine asitli gıdalar koymayalım. Bunların içindeki yiyecek-içecekleri mikrodalga fırında ısıtmayalım.