Anasayfa / Gıda ve Sağlık / gıda / At Etinden Daha Kötü Ne mi Olabilir?

At Etinden Daha Kötü Ne mi Olabilir?

Biliyorsunuz, geçtiğimiz günlerde dünyanın bellibaşlı fast food zincirlerinden Burger King’in köftesinde at DNA’sı bulundu ve kıyamet koptu.

Reuters’ın haberine göre, Burger King İrlanda’daki tesislerinde üretilen etlerine at eti karıştığını doğruladı. Sonra bu etin Polonya’dan geldiği, ancak restoranlara dağıtılmadan tespit edildiği iddia edildi. Derken bunun doğru olmadığı, at etinin ne yazık ki servis edildiği ve afiyetle yendiği ortaya çıktı.

Gıda uzmanları at etinin insan sağlığı açısından bir tehdit oluşturmadığını söylese de Burger King müdavimleri iki nedenle öfkeli:

  • Ne yediğini bilmek tüketicinin en doğal hakkıdır.
  • At, eti için yetiştirilen bir hayvan olmadığı için, bu etin artık başka bir işe yaramayan hasta atlardan elde edilmiş olması mümkündür. (Bu hayvanlara ömürleri boyu verilen parazit ilaçları, steroidler, antibiyotikler, pestisitli ve GDO’lu yemler ve yapılan aşılar da cabası…)

fastfoodhorsemeat-265x165

Foto: Natural Society

Gelin görün ki, fast food üretiminde kullanılan tüm katkı maddelerini bilseniz, at etini öpüp başınıza koyabilirsiniz. İşte bunlardan bazıları:

1. Elektronik sigara dolum sıvısı ve sentetik müshil

Milkshake sever misiniz?  O zaman kötü haberlerimiz var. Wendy’s milkshakelerinde, fast food deyince aklımıza gelen GDO’lu, cıva yüklü yüksek fruktozlu mısır şurubu, yapay aroma ve kıvam artırıcı gibi sıradan maddeler haricinde propilen glikol denen bir madde var ki bu, laksatif ve elektronik sigara dolum malzemesi olarak da kullanılıyor.

Propilen glikolün, çocuklarda nörotoksik etkisi var. Aynı madde, böcek öldürme ve saklama amaçlı da kullanılıyor. Kedi mamalarında ise kullanımı yasak.

2. Yoga matlarında da kullanılan un ağartıcı

Singapur gibi bir ülkede bu maddeyi gıda ürünlerinde kullansanız $450,000 gibi bir para cezasına ek olarak 15 yıl da hapis cezası alabilirsiniz. Gel gelelim, başka yerlerde aynı maddeyi McRib adıyla pazarlayabilirsiniz. McDonald’s da eksik olmasın, bunu yapmış. McRib, GDO’ların, zararlı kimyasalların ve hacim artırıcı malzemelerin yanı sıra azodikarbonamid diye bir madde içeriyor. Avustralya, Avrupa ve Singapur’da yasak olan bu madde, yoga matı gibi gözenekli plastiklerin üretiminde kullanılıyor.

Ve bu madde, McRib’in domuz etini oluşturan 70 maddeden yalnızca biri.

3. Silikon Meme İmplantı Dolgusu

McDonald’s Chicken Nuggets gezegenimizdeki en berbat gıdalardan biri sayılıyorsa bunun bir nedeni var. Bu üründeki “tavuk” 7 farklı malzemeden oluşuyor: Sodyum fosfat, aspir yağı, buğday nişastası, dekstroz ve özellikle tehlikeli bir madde olan otolize maya ekstraktı (özütü). Bu sonuncusu, monosodyum glutamatla (MSG) aşağı yukarı aynı şey.

McNuggets’da dimetilpolisiloksan diye bir madde daha var ki, bunun artık güvenlik endişesiyle silikon meme implantlarında bile kullanımı azaltılıyor.

4. Kimyasal salatası

Bir fast food restoranında salata yemeyi tercih ederek daha sağlıklı bir seçim yaptığınızı sanabilirsiniz. Acı gerçek şu ki, bu restoranlarda satılan her şeyde gereksiz kimyasallar ve katkı maddeleri var. McDonald’s salatalarında kullanılan ‘cilantro lime jölesi’ ve ‘portakal jölesi’ propilen glikol içeriyor (yukarıda sözü geçen laksatif ve elektronik sigara dolum sıvısı).

Bu salatalarda dikkat çeken iki kimyasal daha var: Disodyum inosinat ve disodyum guanilat. Bunların ikisi de monosodyum glutamata (MSG) eşdeğer.

Kaynak:
Anthony Gucciardi, Natural Society

 

Bu Yazı İlginizi Çekebilir

Trans Yağ Savaşı’nın İç Yüzü

ABD’de pek çok gıda maddesini etkileyecek yeni bir kanuni düzenleme hazırlığı var: Gıda ve İlaç Dairesi (Food and Drug Administration; FDA), ülke genelinde trans yağların kullanımına karşı mücadele başlattığını duyurdu. Kulağa hoş geliyor değil mi? Ama kimilerine göre FDA bu kararı, halkın sağlığını değil bazı şirketlerin kârlılığını korumak için aldı...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir