Kaynak: Words Over Pixels
“Spor salonuna gidip, kondisyon bisikletinde pedal çevirebilmek uğruna trafikte saatlerce bekleyenler için bir dakikalık saygı duruşu lütfen.”
– Earl Blumenauer, ABD Oregon Eyaleti Demokrat Parti Milletvekili
Modern, şehirleşmiş hayat tarzının en acınası yönlerinden birini çok iyi özetliyor yukarıdaki sözler, değil mi?
Reklamların bize dayattığı arabaları alıp, vergisini, trafik sigortasını, kaskosunu, bakımını, amortismanını, park parasını ödüyoruz; arabamıza dünyanın en pahalı benzinini dolduruyoruz, sonra da içine kurulup, sıkışık trafikte bekliyoruz… Hareketsizlik ve suni gıdayla şişirilmiş bedenlerimizi inceltmek için de, çuvalla para ödeyerek spor salonlarına gidiyor ve fluoresan ışıklar altında durağan bisikletlerde pedal çeviriyoruz.
Bu yazının amacı şehirde bisiklet kullanımıyla ilgili detaylı bilgi vermek değil. Bu bilgiler çeşitli kaynaklarda zaten var. Örneğin Bisikletliler Derneği‘nin internet sitesi güzel bir başlangıç noktası olabilir. Benim asıl amacım kafalarda bu fikrin tohumlanmasını sağlamak; İstanbul’da bisikletin ulaşım aracı olarak başarıyla kullanıldığı yerlerin olduğunu hatırlatarak… Ve tabii bir de bisikletin zehirsiz (çevreyi kirletmeyen) bir ulaşım aracı olduğu kadar, otomobile kıyasla ne kadar zengin bir seyahat deneyimi sağladığını aktararak. Aşağıdaki sözler, Trakya’da 550 kilometrelik harika bir bisiklet turunu tamamlayan Serdar Bedir’e ait.
Bisikletle 550 km.lik Karaburun, Yalıköy, Kastro, Kıyıköy, Longoz Ormanları, İğneada, Beğendik, Dupnisa Mağarası, Kırklareli ve Edirne turum sona ermiştir.
Onlarca köy, köy kahvesi, onlarca insan, para alınmayan çaylar, sodalar…
geceleri başımda dolanan ateş böcekleri…
orman yollarında karşıma çıkan yılanlar, kaplumbağalar, yılkı atları, tilkiler…
yol sorduğum insanlar…
karşılaştığım birbirinden renkli kişiler…
çadır kurulan mağara ağızları, jandarma bahçeleri, çadır kampları…
selamını esirgemeyen tarlada çalışan köylüler, arabalar, motorlar…
susuzluk giderilen yüzlerce çeşme…
ve daha neler neler…
Arabayla asla yaşanamayacak bir sürü anı…
Kaynaklar:
Earl Blumenauer maddesi, Wikipedia
Serdar Bedir, Facebook