Geçen hafta, daha önceki pek çok başarısız bulaşık makinesi deterjanı denememizden sonra, ilk denemede mükemmel sonuç veren bir tarif paylaştık sizinle. Bu tarifi sürekli kullanmaya başladığımızdaysa bulaşıkların birkaç yıkamadan sonra ilk seferki kadar berrak çıkmadığını gözlemledik.
Makinenin filtresi mi kirlendi, parlatıcı olarak kullandığımız elma sirkesi mi azaldı diye düşünürken, şunu kabul etmek gerektiğini fark ettik: Bazı bulaşık makinesi deterjanı reklamlarında da vurgulandığı gibi, bu deterjanların içinde her ne varsa, sadece bulaşıkları değil, makinenin içindeki tortuları da temizliyor. Böylece bulaşıklarınızın her defasında pırıl pırıl çıkacağına güvenebiliyorsunuz. Ev yapımı “deterjan” kullanmaya başladığınızdaysa, bu etkiden mahrum kalıyorsunuz. Zamanla makinenin içinde biriken tam çözülmemiş yağlar ve doğal kimyasal madde kalıntıları bulaşıkları bulanıklaştırıyor.
Biliyorsunuz, uygulanabilir olduğu sürece ekolojik temizlikten yanayız, ama yeteri kadar temizlenmediği için bulaşığı iki kez yıkamanız gerekiyorsa, bunun ekolojik bir tarafı kalmıyor. Onun için şöyle bir orta yol bulduk: Esas olarak yukarıda söz ettiğim sitrik asitli tarifi kullanıyoruz; ama birkaç yıkamada bir, özellikle de çok yağlı bir bulaşığa denk getirerek, deterjan tabletleriyle yıkıyoruz.
Burada da şöyle bir püf noktası var: O deterjanlar o kadar kuvvetli ki, üreticinin kullanmanızı önerdiği miktarın yarısı bile iş görüyor. Birkaç yıkamada bir, bir tablet deterjanı alıp bıçakla ikiye bölüyoruz (hiç istemeden reklam yapmış olduk bu arada)…
Ve tabletin sadece yarısını kullanıyoruz:
Bu, ister ev yapımı ister hazır ekolojik deterjanlardan kullanıp, ara sıra bulaşıkların matlaştığından, iyi temizlenmediğinden şikâyet edenler için de iyi bir çözüm; bütün bunlarla uğraşmayıp deterjan kullanan, ama yuttuğu ve doğaya bıraktığı kimyasal miktarını azaltmak isteyenler için de öyle…
merhaba bildiğim kadarıyla sorun makinedeki tortular değil, çünkü elde de aynı şey oluyor…detarjanlar camı parlatan bir cila bırakıyorlar bulaşığın üzerinde (turizmci bir arkadaş otellerde bardakların yıkandıktan sonra ayrıca sırf deterjanlı bezle parlatıldığını söylemişti) sirke/sabun/kül suyu ise o tabakayı oluşturmuyor….bunu da yıllar önce pencereleri camsil yerine sirkeyle temizleyebileceğimizi ama cila tabakası kalkacağı için başlangıçta leke kalacağını okuduğumda öğrenmiştim, ben elimde zeytinyağı sabunuyla yıkıyorum bulaşıkları ve aynı şekilde bulanık oluyor camlar…bence camların parlaklığını takıntı yapmamak, deterjan yemekten ve doğayı zehirlemektense biraz buğulu bardaklara alışmak lazım 🙂 misafir gelince de servisten önce sirkeyle iyice ovarsanız lekeler kayboluyor
Daha sonraki kullanımlarınızda oluşan sorunlarla ilgili yazınızı yeni okuyabildim. Bu konuyla ilgili, yine kullandığım ve sonuçlarından oldukça memnun kaldığım bir yöntemden bahsetmek istiyorum. Zaman zaman (siz ihtiyaç duydukça yada ayda birkaç kez) makinenizin içine 1 su bardağı kadar sirke ve 1 çay bardağı limon tuzunu serperek makinenizi boş olarak çalıştırın. Bu yöntemle makinenizdeki kalıntıları temizlemiş ve dezenfekte etmiş olursunuz. Boş olarak çalıştırmak istemiyorsanız; daha önceden yıkanmış, parlamasını istediğiniz yada dezenfekte etmek istediğiniz temiz bardak, çatal-kaşık vs gibi malzemelerinizi de makineye yerleştirebilirsiniz. Kolay gelsin.
Mercan Hanım, diğer tarifi beğenmenize çook sevinmiştim, zira benzer bir tarifi ben uyguluyorum ve mail atmıştım size.. Bence çok yağlı diyeceğimiz bulaşıkları arap sabunuyla şöyle bir elden geçirip makineye atabiliriz. Ya da sizin dediğiniz tipte bir çözüm olabilir.
Benim bulaşıklarım da ‘pırıl pırıl’ olmayabiliyor, kaşıklarımın üzerinde su lekeleri vs kalıyor ama kendim kullanırken sorun etmiyorum, misafir geleceğinde ise siliyorum.
Şu an başka bir şeye gereksinim duymadım, sevgiler 😉
Bayramiç tohum takas şenliğinde tanıştığım bir beyefendi, evde bulaşık makinesi deterjanı olarak burada verdiğimiz limon tuzlu formülün bir benzerini kullandıklarını, eşinin çok titiz olduğunu ve buna rağmen bu formülden hiçbir şikâyetleri olmadığını söyledi. Yalnız parlatıcı haznesine elma sirkesi koymak yerine, makinenin bardak kısmına yarısına kadar elma sirkesi dolu bir kahve fincanı koyuyorlarmış. Sanırım bulaşık makinesinin markası, yaşı gibi faktörler de etkili olabilir. Çünkü ben hiç de titiz olmadığım halde bazen çıkan bulaşığı “kabul edilebilir” bulmuyorum. Bazense çok memnun kalıyorum… Farklı bir makinede denemeliyim anlaşılan…