Anasayfa / Anne-Çocuk / Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler 4: Fosfatlar

Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler 4: Fosfatlar

Mini yazı dizimize devam ediyoruz. Önceki yazıları kaçırdıysanız:
Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler: Giriş
Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler 1: SLS, SLES ve ALS
Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler 2: 1,4-Dioksan
Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler 3: Nonilfenol Etoksilat (NFE)

 

Foto: Treehugger

Fosfatlar ve “Boğulan” Deniz Canlıları

Fosfatlar, çoğu çamaşır deterjanının ve evsel temizlik ürününün temel maddesi. Çünkü suyu yumuşatarak sürfaktanların daha kolay köpürmesini sağlıyorlar. Ayrıca kirleri parçalayarak, temizlenecek yüzeylerden çıkmalarını kolaylaştırıyorlar. Bazı deterjanların %30’undan fazlası fosfatlardan oluşuyor!

Ne var ki, fosfatlar, hem insan hem de çevre sağlığı için zararlı. Fosfat içeren deterjanlarla temizlenen eşyaların üzerindeki kalıntılar, mide bulantısı, ishal ve deri tahrişine neden olabiliyor.

Ancak fosfatlarla ilgili en önemli kaygı, çevre için oluşturdukları tehlike. Fosfatları atık sulardan temizlemek zor bir iş olduğu için, atık sulardaki fosfatın çoğu akarsu, göl ve denizlere karışıyor. Fosfatlar, yosunlar için gübre yerine geçerek, aşırı çoğalmalarına yol açıyor. Bu yosunları parçalayan bakterilerse sudaki oksijeni tüketiyor. Böylece aynı bölgede yaşayan balıklar resmen “boğuluyor.”

Fosfatlar ve “Su Lekesi” Savaşları

İyi haber, yavaş yavaş fosfatsız deterjanların da üretilmeye başlaması ve bazı ülkelerde deterjanların fosfat içermesinin yasaklanması. Fosfatsız deterjan kullanılan bölgelerde su kalitesi anlamlı derecede yükseliyor.

Kötü haber, fosfatsız deterjanların, fosfatlılar kadar iyi temizlememesi. Bu, en çok da bulaşık makinesi deterjanları için geçerli. Hatta bu durum, kimi zaman ekolojik temizlik ürünlerine genellenebiliyor. Cascade (Procter&Gamble’ın bir bulaşık deterjanı markası) firmasından bir yetkili, fosfatsız deterjanlara geçişin “çok karmaşık” olduğunu, fosfatların yaptığı işi yapmak için üç veya dört ayrı kimyasal kullanmak zorunda kaldıklarını bildiriyor.

Ben de tecrübeli bir ekolojik deterjan kullanıcısı olarak, bu deterjanların ne çamaşırda ne de bulaşıkta alışıldık deterjanlar kadar etkili olduğuna üzülerek şahadet ediyorum. Ama bardakların üzerindeki su lekeleri söz konusu olduğunda, belki de durup temizlik algımıza bir göz atmamız gerekiyor. Gündelik bardaklarımızın üzerindeki, sağlığa hiçbir zararı olmayan, hatta aslında “kir” bile olmayan birkaç su lekesinin kime ne zararı olabilir? Lekesiz bardaklardan su içmek uğruna, o bardaklara doldurduğumuz suyun kalitesini bozmalı mıyız?

Kaynak:
Dr. Mercola, Care2

Bu Yazı İlginizi Çekebilir

Hijyenik İskele

Burası, Kadıköy'de, Beşiktaş vapurlarının yanaştığı iskelenin yolcu çıkışı. Gördüğünüz bidonlar, kireç çözücü, deterjan ve muhtelif temizlik ürününe ait. Bu kadar ürünün nasıl bir zaman zarfında ve ne şekilde kullanıldığını düşünmeye korkuyorum. Ama siz bakmayın bana. Yeter ki iskelelerimiz hijyenik olsun.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir