Anasayfa / Anne-Çocuk / Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler 2: 1,4-Dioksan

Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler 2: 1,4-Dioksan

Mini yazı dizimize devam ediyoruz. Önceki yazıları kaçırdıysanız:
Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler: Giriş
Çamaşır Deterjanımızdaki En Kötü Maddeler 1: SLS, SLES ve ALS

 

Resim: Chemistry Reference

Çamaşır deterjanlarındaki en kötü maddelerden biri de 1,4-dioksan.

Green Patriot Working Group (GPWG) üyesi David Steinman, 2007’den beri kişisel bakım ürünlerinde ve temizlik maddelerinde bulunan 1,4-dioksanı tespit etmek için çalışmalar yapıyor. 2008’de yaptığı araştırmalarda, pek çok tanınmış şampuan, duş jeli, losyon, hatta bebek ürününde 1,4-dioksan bulunduğunu ortaya çıkarmış. Bunların bazıları “doğal” hatta “organik” etiketini taşıyormuş.

Temizlik ürünleri de kozmetiklerden daha “temiz” değil. Örneğin çamaşır deterjanlarının kabaca üçte ikisinde 1,4-dioksan bulunuyor. İçimize su serpecek bir şey varsa, o da organik sertifikalı (dikkat edin, üzerinde “organik” yazması yeterli değil) ürünlerde 1,4-dioksan bulunmaması.

Peki 1,4-dioksan neden tehlikeli?

1,4-dioksan, ürünlere bilinçli olarak eklenen bir madde değil; temizlik hammaddelerine etilen oksit eklenmesi sonucunda ortaya çıkan bir yan ürün. Peki etoksilasyon denen bu işlem neden yapılıyor? Fazla kuvvetli temizlik maddelerini ucuz yoldan hassas temizliğe uygun hale getirmek için. Bir başka deyişle, ağzımıza koyduğumuz diş macununun, saçlarımızı yıkadığımız şampuanın derimizi alıp gitmemesi için. Bu yöntem sayesinde az köpük üreten, tahriş edici temizlik maddelerinden, daha fazla köpüren, yumuşak deterjanlar üretilebiliyor.

Örneğin, fazla kuvvetli olan [madde tag=”S” title=”SLS”]’den, bu yöntemle daha nazik bir [madde tag=”S” title=”sürfaktan”] olan [madde tag=”S” title=”SLES”] elde edilebiliyor. Gelin görün ki, cildinizi kuruttuğu için beğenmediğiniz ürünün içinde bu kez de kanserojen olan dietilen oksit, yani 1,4-dioksan beliriyor.

Bu kimyasal, temizlik ürünlerine kasten eklenmediği için, ürün etiketlerinde listelenmesi de gerekmiyor. Ama 1,4-dioksan, kesinlikle cildinize temas etmesini istemeyeceğiniz bir madde. Kanserojen olarak sınıflandırılmasının yanı sıra, merkezi sinir sistemi, böbrekler, karaciğer ve solunum sistemi üzerinde de olumsuz etkisi var.

Organic Consumers Association’ın yayınladığı 1,4-Dioksana Dair Yanlışlar ve Doğrular adlı belgede, kimyasalla ilgili şu bilgiler sunuluyor:

  • Çok düşük dozlarda bile 1,4-dioksan (milyarda birkaç kısım), laboratuvar hayvanlarına uzun süreli uygulandığında kansere yol açıyor.
  • 1,4-dioksan, memelilerde akciğer, deri ve bağırsak yoluyla hızla emiliyor.
  • ABD Federal denetim kuruluşları dioksanı, insanlar için tehlikeli kabul edilen pek çok böcek ilacı kadar etkin kabul ediyor.
  • İçinde 1,4-dioksan bulunan kozmetik ürünlerin (ve muhtemelen temizlik ürünlerinin) başka zararlı maddeler içermesi olası. Bunların arasında [madde tag=”F” title=”formaldehit”], nitrozaminler ve [madde tag=”F” title=”ftalatlar”] bulunuyor.
  • Temizlik maddelerini ve kozmetikleri daha nazik hale getirmek için, etilen oksit eklemek kadar ucuz ve etkili başka yöntemler de var.

Peki 1,4-dioksandan nasıl korunacağız?
En başta, ürünlerin içindekiler listesini bilinçli şekilde okumayı öğrenebiliriz. Etoksilasyona işaret eden “anahtar kelime” ve kelime ekleri, aşağıdaki gibi. Elinize aldığınız üründe bunlardan herhangi biri varsa, muhtemelen 1,4-dioksan içeriyordur:

  • Sonu “myreth/miret”, “oleth/olet” “laureth/lauret” veya genel olarak “eth/et” ile biten kelimeler
  • PEG
  • “polyethylene/polietilen”, “polyethylene glycol/polietilen glikol” veya “polyoxyethylene/poli oksi etilen”
  • “oxynol/oksinol”

Kaynak:
Dr. Mercola, Care2
1,4-Dioxane Product Safety Watch

Bu Yazı İlginizi Çekebilir

Sizden Gelenler: Ev Yapımı Bulaşık Lifi

Sahil şeridinde oturanlar soluğu hemen balıkçıların yanında alsın! Okuyucumuz Gülşen Dede Şimşek, sentetik bulaşık süngerlerinin yerine kullanılabilecek bir lif yapmış. Balık ağlarından! Şimdi "Balık ağları da sentetik iplikten yapılıyor," diyebilirsiniz. Doğrudur. Zaten burada amaç daha ziyade az tüketim/çok yeniden kullanım. Gülşen'le geçen yıl Antalya'da tanışmıştık. Tanıdık yüzlerin Zehirsiz Ev'e katkıda bulunduğunu görmek ne güzel!

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir