Anasayfa / etkinlik / Paylaşım Ekonomisi Buluşması: TutumluAnne, BookSerf, Giysi Takası, Freecycle

Paylaşım Ekonomisi Buluşması: TutumluAnne, BookSerf, Giysi Takası, Freecycle

1 Şubat 2014, Cumartesi günü İstanbul’da gerçekleşen 1. Paylaşım Ekonomisi Buluşması‘nda dinlediğimiz girişimleri tanıtmaya devam…

Öncekiler burada ve burada.

paylasim3

7- TutumluAnne

TutumluAnne’nin kurucusu Özden Pusat, kurumsal hayattan kendi işine geçiş yapanlardan. Anne-bebek ürünlerinin ne kadar kısa süreyle kullanıldığını göz önünde bulundurarak, ikinci el anne-bebek eşyalarının el değiştirmesi için kurmuş siteyi. Sitede isterseniz alışveriş yapabiliyorsunuz, isterseniz satış. Bu platform sayesinde yalnızca ürünler değil, deneyimler de paylaşılıyor. Ayrıca, satıştan elde edilen geliri Kanserli Çocuklara Umut Vakfı’na bağışlamak da mümkün. Alışveriş sırasında alıcıyla satıcı yüz yüze gelmiyor; aracı olarak kargo şirketleri kullanılıyor.

Özden Hanım’ın şikâyeti, kargo şirketlerinin anlaşma yapmaya yanaşmaması. Satılan ürünlerin kargo masrafları bazen caydırıcı olabiliyor. Buna çözüm olarak, bu platformu araç paylaşımı platformlarıyla ortaklaşa kullanma fikri ortaya atıldı. Umarız bunun gibi fikirler kısa zamanda uygulamaya geçer.

8- BookSerf

BookSerf kurucuları Erbil Sivaslıoğlu ile Kerem Savaş, birbirinin kitaplığından yararlanan iki komşuyken, kendilerini bu projenin içinde bulmuşlar. “Kitaplarını özgür bırak” sloganıyla hareket eden ikili, arkadaşlarıyla beraber, sevmedikleri ve elden çıkarmak istedikleri kitapları değil, saklamaya değer buldukları kitapları iki haftalığına ödünç vererek paylaşıyorlar. İstanbul’da hayata geçen fikir, İzmir, Konya ve Berlin’e yayılmış.

“Kitabım geri gelecek mi?” “Hasarlı gelirse ne olacak?” gibi güven sorunlarının üstesinden gelmek için, yine dijital itibar meselesine güveniyorlar. Kitap ödünç alan kişinin kitapla birlikte bir fotoğrafını çekiyorlar. Kitabın başına bir şey geldiği takdirde bu fotoğrafı sosyal medyada afişe etmek var kafalarında. Ne mutlu ki henüz bu yöntemi kullanmalarına gerek olmamış.

9- Giysi Takası

Nazlı Ödevci, sürdürülebilirlik konusuyla ilgilenen bir mimar. Fulya Tekin’se moda tasarımcısı. Nazlı’nın 2012’de düzenlediği ilk Giysi Takası’nda tanışıyorlar ve “Parasız Yenilik” sloganıyla takas etkinlikleri düzenlemeye başlıyorlar.

Daha önce de sözünü ettiğim gibi, Giysi Takası, moda alanındaki tüketimi azaltmaya yönelik bir sosyal sorumluluk projesi. Takas günü, gelen hiçbir ürüne maddi değer biçilmiyor, eşdeğer takas şartı koşulmuyor ve katılım ücreti istenmiyor. Etkinlik gününün başında ve sonunda elde hiçbir şey olmuyor. Takas, katılımcıların getirdiği giysi ve aksesuarlarla başlıyor ve gün sonunda elde kalanlar çeşitli kurumlara bağışlanıyor.

Giysi takası, kız kardeşim ve yakın arkadaşlarımla aramızda -daha küçük ölçekte- yıllardır yaptığımız bir şey. Nazlı’yla Fulya’nın düzenlediği etkinliklere de bol miktarda katkıda bulunmuşluğumuz var. İnsan genellikle götürdüğünden az sayıda şeyle geri dönüyor. Hafifleyerek yenilenmek için harika bir yöntem.

10- Freecycle

Freecycle Türkiye adına konuşan Tamer Gökçe, Freecycle hareketinin 2003 yılında ABD’de başladığını, Türkiye’deyse 9 yıl önce Tamer Ertunç tarafından kurulduğunu anlattı. Hareketin sloganı “Changing the world one gift at a time…”

Geri dönüşüme, kaynakların sınırlı olmasına inanan bireylerin, ellerinde fazla olan pek çok şeyi, isteyenlere karşılıksız olarak vermelerine dayalı bir sistemdir. Freecycle, elinde kullanmadığı eşyalar olanlar ile, o eşyalara sahip olmak isteyenleri, tamamen ücretsiz olarak e-mail yolu ile birleştirmeye ve geri dönüşümü arttırmaya çalışan, uluslararası bir projedir. Tüm üyeler eşyalarını burada sunabilir veya aradıkları eşya için istekte bulunabilirler. Ama temel kural burada sunulan veya aranan her eşyanın ücretsiz olmasıdır.

Freecycle bir yardım kuruluşu değil. Eşyaların faydalı ömürleri tükenene kadar el değiştirmesini sağlamak üzere kurulmuş bir ağ. Yahoo grupları (İstanbul grubuna üye olmak için buraya mesaj gönderiyorsunuz: [email protected]) ve Facebook aracılığıyla işliyor.

Fight Club filminden “Sahip olduklarınız bir gün size sahip olurlar” repliğini yaşam felsefesi haline getiren Tamer’in verdiği istatistiklere göre, ağ üzerinde %60 talep, %40 teklif gibi bir oran var. Talebe olumlu dönüş oranı %70.

Biraz kişisel tecrübelerimi paylaşacak olursam, ben şimdiye kadar sadece teklifte bulundum. Sehpadan Fransızca kitaba, bozuk dijital fotoğraf makinesine kadar pek çok şey paylaştım. Bazen kapıma kadar gelip aldılar, bazense sokağın köşesindeki mahalle bakkalına bıraktım, oradan aldılar. Çoğu zaman da hiçbir sorun yaşamadım. Yalnız bence sistemin en büyük eksiği, bir geri-bildirim mekanizmasının olmaması. Teklife yanıt verdiği halde bir türlü eşyayı almak için randevulaşmayan veya randevulaştığı halde gelip almayan insanların sayısı az değil. Bu konuda bir şeyler yapılabilir diye düşünüyorum.

Bu Yazı İlginizi Çekebilir

Paylaşım Ekonomisi Buluşması: OuiShare, BiAyda, ShareMyFare

Geçen haftasonu yapılan 1. Paylaşım Ekonomisi Buluşması'nı biraz daha açalım bakalım. Dinlediğimiz sunumları sırasıyla özetliyorum... Bugün OuiShare, BiAyda ve ShareMyFare'in günü...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir