Geçen haftasonu yapılan 1. Paylaşım Ekonomisi Buluşması‘nı biraz daha açalım. Dinlediğimiz sunumları sırasıyla özetliyorum:
1- OuiShare
Dalma Berkovics, bize paylaşım ekonomisinin -ya da kendi tercih ettiği terimle, collaborative economynin- Doğu Avrupa cephesini anlatmak için Macaristan’dan kalkıp gelmiş. Toplam nüfusu İstanbul etmeyen Macaristan’da paylaşım ekonomisinin önündeki engellerden söz etti önce:
- Bölünmüş pazarlar
- Bir önceki nesil için mülkiyet duygusunun değerli oluşu
- Her şeyi devletten bekleyen bir anlayış
- Güvensizlik kültürü
İnsanları paylaşım ekonomisine iten etkenleri de şöyle sıraladı:
- Ekonomik güçlükler
- Topluluk duygusu
- Sürdürülebilirlik
- P2P (peer-to-peer) teknolojiler
Sonra, 2011’de Paris’te başlayıp başta Avrupa ve Latin Amerika’ya yayılan OuiShare hareketinden söz etti. Oui, Fransızca’da “evet” demek; telaffuzuysa İngilizce’de “biz” anlamına gelen “we”ye yakın. Yani oluşumun ismini belirlerken, “Evet, paylaşıyoruz” gibi bir kelime oyunu hedeflenmiş.
Festivaller gibi sosyal etkinlikler aracılığıyla topluluk oluşturmaya yardımcı olan OuiShare’in ayrıca think tank (beyin fırtınası, bilgi paylaşımı) ve do tank (proje) ayakları da var.
OuiShare bellibaşlı dört alanı destekliyor:
- Tüketim (Ev paylaşımı: airbnb; araç paylaşımı: blablacar, carpooling, lyft; yemek paylaşımı: eatwith, cookening; iş paylaşımı: taskrabbit)
- Üretim (Kendin yap (DİY) hareketini destekleyen, insanlara 3D yazıcı, alet, edevat ve atölye mekânlarını ortak kullanma imkânı sağlayan, fablab adı verilen yerler… Bizim evde bunu çok sevecek birini tanıyorum…)
- Bilgi (Telifsiz, açık paylaşımlı yazılımlar, sözlükler, vb: Linux işletim sistemi, Firefox, wikipedia…)
- Finans: (İmece fon ya da kitle fonlaması –crowdfunding- adıyla bilinen sistemler: indiegogo, kickstarter; bankalara değil kişilere borçlanma sistemleri: lendingclub)
Sunumun tamamı burada (pdf).
2- BiAyda
BiAyda.com, şu anda Türkiye’deki 4 imecefon platformundan biri. “Kitlelerin gücü adına!” sloganıyla yola çıkan platformun kurucularından Koray Dinçalp, yapılan işi “kitleden mikro destekle finansman” olarak tanımlıyor. Projenizi siteye giriyorsunuz, bütçenizi belirliyorsunuz ve projenize inanan, tanıdığınız-tanımadığınız insanlardan destek gelmeye başlıyor. Bunun için birkaç şart var:
- Ticari değil, yaratıcı -bireysel veya sivil toplum- projeleri fonlanıyor
- 30 günlük süreniz var
- Ya hep ya hiç anlayışı var; yani 1 ayın sonunda belirlediğiniz meblağa ulaşamadıysanız kimseden para çekilmiyor
- Bağış ya da yatırım değil, ödül sistemi var
- Yalnız başarılı olan (hedefini tutturan) projelerden komisyon alınıyor
3- ShareMyFare
Egemen Alpay, bir araç paylaşım platformu olan ShareMyFare’i aşağıdaki videoyla anlattı:
Özetle, hangi tarihte nereden nereye gideceğinizi siteye giriyorsunuz ve sistem sizi benzer bir yolculuk yapmayı düşünenlerle ücretsiz olarak eşleştiriyor. Sitede ayrıca kapalı gruplar da yaratılabiliyor. Örneğin, öğrencisi olduğunuz üniversitede ya da oturduğunuz sitede araç paylaşmak için böyle bir grup kurabiliyorsunuz.
Sitenin ismi, akıllara yabancı bir sitenin Türkiye’ye ayağı olduğu düşüncesini getirdiyse de, tam tersine, Türkiye’de kurulup yabancı ülkelere uyarlandığını öğrendik. Egemen Bey, “Mesela Filipinler’de, Mısır’da çok tutuldu. Bunun nedenini biz de araştırıyoruz,” diyerek güldü.
Youtube’da “sharemyfare” yazdığınızda site için bestelenmiş ilginç şarkıları da dinleyebiliyorsunuz. İster rap sevin ister rock…